Dini Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Dini Eğitim etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Mayıs 2014 Salı

KUR’AN EĞİTİMİ İÇİN BİRKAÇ PEDAGOJİK TAVSİYE- Uzm. Pdg. Adem GÜNEŞ

Yaz aylarının vazgeçilmezlerinden biri de Kur’an eğitimleridir… Kur’an-ı Kerim’i çocukluk döneminde öğrenmek hem “kolay” hem de “kalıcıdır”. Yaş ilerledikçe Kur’an öğrenmek zorlaşır.


Belki de o yüzden olsa gerek eskiden bir çocuk 4 yaş, 4 ay, 4 gününü doldurduğunda Kur’an eğitimi almaya hazır kabul edilirdi.
Mütedeyyin bir insanın en önemli kazanımlarından biri olan Kur’an öğrenmede birtakım temel pedagojik kurallara uyulmazsa bu durum hem eğitici hem de çocuk için can sıkıcı bir bıkkınlığa dönüşebilir. Ve maalesef her yıl birçok çocuk ellerinde aynı “elif ba” ile bir türlü öğrenemediği Kur’an eğitimi için yollara düşmektedir.
Kur’an öğrenmek, okulda matematik öğrenmek gibi değildir. Kur’an eğitimi aynı zamanda bir “yaşam tarzını” edinmeyi de beraberinde getirir. “Müslümanlık nasıl bir şeydir?” sorusunun cevabını bulduğu ilk yerlerden biri Kur’an eğitimi verilen yerlerdir. Din soyut bir kavramdır, onun elle tutulur gözle görülür hali o dini anlatan kişilerdir. Çocuk, hocasını nasıl görüyorsa, dinin de “işte öyle bir şey” olduğuna inanır. Belki bir “matematik öğretmeni” ders işlerken hata yapsa sadece matematik dersini kapsar ama bir Kur’an eğiticisinin yanlış bir tutumu, kişinin yaşamında dönüm noktasını oluşturabilir. Dine karşı önyargısı olan kişilere baktığımızda, bu önyargıların bizzat dinin kendisinden değil, dini temsil eden kişinin yaşam tarzının kendi vicdanı ile uyuşmamasından kaynaklandığını görebiliriz.

O halde, Kur’an eğitiminin ilk aşaması, çocukla hoca arasında “güvenli bir bağ” kurulabilmesidir. Eğiticinin, çocuğa kendisini sevdirebilmesidir. Ancak bu sevgiyi kazanmak, çocuğa aşırı iltifatlar, abartılı sevgi gösterileri, sürpriz hediyelerle değil, yetişkinin çocuğun karşısında “mütebessim bir çehre ile doğal” olabilmesi ile mümkündür…

Çocuk kendini eğiticinin yanında “güvende ve emniyette” hissettiği, kaygılarından arındığı kadar kalıcı bir eğitim olur…
Belki geleneksel şekilde eğitim almış birçok kişi, “Ama baskı ve zorlamalarla da eğitim olabiliyor” yanılgısına düşse de baskı ile oluşan öğrenmeler “geçicidir”. Baskı kalktığında öğrenme de unutkanlığa dönüşür. Kalıcı öğrenmenin bir başka önemli unsuru “eğitimde yavaşlık” ilkesidir. Eğer, “Başarılı bir eğiticinin en önemli özelliği nedir?” diye sorulacak olsa hiç tereddüt etmeden “eğiticinin yavaşlığı”dır, diyebiliriz. Hızlı bir eğitici, çocuğun algı gücünü düşürür. “Dikkat dağınıklığına” ve “öğrenme güçlüğüne” sebep olur. Hızlı hızlı konuşan, hızlı hızlı hareket eden bir eğitici, çocuk için eziyettir.

Eğitim “sükûnet” ile başlar, “sekine” ile devam ederse kalıcı olur…
Eğitimi kolaylaştıran unsurlardan bir diğeri de “konsantrasyon”dur. Birçok Kur’an kursunda çocuklar “toplu olarak” bir araya geliyor ve bir çocuğun eğitilmesi sırasında diğerleri hazırlık yapmaya teşvik ediliyor. Hâlbuki böylesi bir durum kenarda bekleyen çocukların konsantrasyonunun yitirilmesine neden olur, çocuklar kendi aralarında konuşup gülüşürlerken biraz sonra alacakları dersin atmosferinden uzaklaşırlar. Buna göre eğitici, çocukları topluca bir araya getirmek yerine, her bir çocuk için 40’ar dakika ayrı ayrı randevular oluşturmalıdır. Bir çocuğun eğitimi bittikten sonra, randevu saati gelen bir diğer çocuğun eğitimi başlamalıdır. Unutmamalı ki Kur’an bireysel bir eğitimdir, geliştirilmesi grup halinde olsa da öğrenilmesi bireysel olmalıdır.
Eğer çocuğun kendine has bir yeteneği yoksa 3-4 yaş grubu çocuklara Kur’an harflerini okutmaya çalışmak doğru olmaz. Bu yaş grubundaki çocukların Kur’an öğrenmesi “okuyarak” değil, “dinleyerek” olursa daha rahat bir öğrenme gerçekleşir. Zira 3-4 yaş dönemindeki çocuklar “dil”e karşı oldukça duyarlı oldukları için, doğal bir ortamda okunan Kur’an’ı “pasif bir dinleyici” olarak rahatlıkla öğrenebilir, ezberleyebilirler.

5-6 yaşındaki çocuklarda ise öğrenme “okuyarak” değil, “yazarak” gerçekleşirse daha kolay ve kalıcı olur. Çocuk, Kur’an harflerinin şekillerini önce bir “kum sandığına”, ardından da bir “yazı tahtasına”, daha sonra da bir “kâğıt” üzerine “çizerek” aşama aşama çalışırsa, ne çocuk ne de eğitici çok fazla zorlanır. 

Ergen çocukların Kur’an’a karşı ilgisi, güzel Kur’an okuyan kendi yaşıtları ile tanışmasıyla daha da artar. Ergenler, ergenlerden daha kolay öğrenir. Kur’an bilen gençler, Kur’an öğrenmek isteyen gençler ile eşleştirildiğinde hem gençler arasında kalıcı dostluklar oluşur hem de Kur’an eğiticisi öğrencilerini birbirleri vasıtası ile takip ederek daha yaygın bir öğrenme ağı oluşturur.

Uzman Pedagog Adem Güneş

31 Ekim 2012 Çarşamba

Çocuklara Allah’ı Nasıl Anlatmalı?

Çocuklar büyüdüklerinin bir ifadesi olarak 3-4 yaşlarından itibaren çok soru sorarlar Her konuda olduğu gibi Allah’la ilgili sorularda sorarlar Çocukların bu konuda sordukları sorular kısa, anlaşılır ve seviyelerine uygun bir şekilde cevaplandırılmalıdır:

Cevap verirken soyut zekâları da dikkate alınarak, nedenlerden çok sorduğu şeylerin faydaları ve amaçları hakkında seviyesine uygun kısa ve öz bir şekilde verilmelidir.

Şunlardan Kaçınılmalıdır:
1 Bazı çocuklar mizacları gereği korkmaya fazla meyillidir Bu çocuklar için anlatılanlar özelliklede Allah’ı anlatırken daha fazla dikkat edilmeli
2 Evde aile bireyleri kendi aralarında ve çocuklara karşı beddua etmekten kaçınılmalı
3 Çocukların asi olmasına sebep olacak haram lokma yedirmekten kaçınılmalı
4 Çocuklara “Allah taş yapar, Allah çarpar, cehennemde yakar” beddua ve bedduaya benzer sözlerden kaçınılmalı
5 Çocukların her konuda olduğu gibi dini konularda da yaptığı hatalar abartılmamalı ve aşırı tepki verilmemeli
6 Çocuklara karşı acizliğimizi Allah’tan korkutarak yapmamalı
7 Çocuklara söz dinletme adına onlara beddua etmemeli
8 Çocukların hata ve olumsuz davranışlarına karşı onları cehennem ve Allah’la korkutmamalı
9 Anne babalar kendilerinin yaptığı olumsuz davranışları normal, çocukların yaptığı davranışlara karşı dini olumsuz araç olarak kullanmamalı
10 Olumsuz davranış gösteren çocukları Allah’la korkutmak yerine çocuklara kötü örnek olduğumuzdan mı yoksa iletişime dayalı sevgi eksikliğinden mi diye bir özeleştiri yapılmalı

Şunları Yapmalı:
1 Aileler her konuda olduğu gibi dini konularda çocuklara iyi bir model olmalı Bu konuda anlatılanlarla davranışlar arasında tutarlılık bulunmalı
2 Nasıl ki okulda çocuklar sevdikleri öğretmenlerin derslerine korktukları öğretmenlerin derslerinden daha fazla çalışırlarsa işe kendimizi sevdirerek başlamalı
3 Çocuklara Allah Teâlâ cehennem ve azap yönüyle değil de cennet ve mağfiret eden yönleriyle anlatılmalı
4 Çocuklar anlatılan her şeye kolayca inanacaklarından Allah’la ilgili anlatılan bilgiler doğru ve sağlam kaynaktan verilmeli
5 Çocuklar da diğer insanlar gibi kendinden güçlüye inanma ve sığınma ihtiyacı hissederler Bunun Allah olduğu bilinci verilmeli
6 Çocuklara Allah Teâlâ cezalandırıcı olarak değil esirgeyen, koruyan ve seven olarak anlatılmalı
7 Yine çocuklara yaş ve seviyelerine uygun dualar öğretilmeli Çocuklara öğretilecek dua ve bilgiler sevdirerek ve oyun şeklinde verilmeli
8 Çocuğun kendisini güvende hissetmesi için zor durumlarda sabretmesi öğretilmeli
9 Ailenin manevi değerlerini benimsemeleri için gerekli öğretimler yapılmalı
10 Dini gün ve bayramlarda aile büyüklerinin olduğu gibi çocuklarının da bayram ve kandilleri kutlanmalı, hediye alınmalı ve kutsal yerler imkânlar ölçüsünde gezdirilmeli
Sonuç olarak, bu dünyada ciğer paremiz olarak gördüğümüz çocuklara dinini, kitabını anlatmadan önce kendimizi sevdirmemiz gerekir Çünkü insan sevdiğinin sözünü tuttuğu gibi onun yolundan gider
Çocukların anlatılanlardan çok anlatana baktıklarını unutmamamız gerekiyor .

M.Emin Karabacak/mumsema.com

Dini Eğitimin Temelleri

Evlerimizde sık sık faraz, vacip, helal, haram gibi kelimeleri kullanmalıyız ki çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren kulakları aşina olsun..

* Farz Nedir? * Dinen yapılması kesin olarak istenen şeydir.
* Vâcib Nedir? * Dinen yapılması zannî delillerle istenen hükümlerdir.
* Sünnet Nedir? * Peygamber Efendimiz'in yaptığı ve müslümanlardan da yapılmasını istediği dinî görevlerdir.
* Hadis Nedir? * Hz.Peygamberin sözleri veya O'nun fiil ve onaylarının sözle ifadesine denir.
* Mübah Nedir? Dînen yapılıp yapılmaması serbest bırakılan şeydir.
* Haram Nedir? * Dinen yapılması kesin olarak yasaklanan şeydir.
* Helal Nedir? * Yapılıp yapılmaması konusunda dinî bir hüküm bulunmayan şeylerdir.
* Mekruh Nedir? * Dinen yapılmaması zannî delille istenen şeydir.
* Müstehab Nedir ? * (Mendup) Hz.Peygamber'in bazen yaptığı, bazen de yapmadığı dini içerikli işlerdir
* Sûre Nedir? * Kur'an'ın, birbirinden besmele ile ayrılan her bir bölümüdür.
* Ayet Nedir? * Kur'an-ı Kerim'de durak işaretleri arasındaki cümle ya da ifadelerdir.

Çocuklar için Kuran Hikayeleri
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...