Berlin' de ilk 1 ay nasıl geçti?? Burdaki yaşamımız nasıl??
Üniversitenin misafir evlerinde
kalıyoruz. 6 katlı bir apartmanın en üst katındayız. Evimiz charlottenburg
adında berlinin en güzel semtlerinden birinde. Yeri de çok güzel. Bir yanımızda
charlottenburg sarayı var.
(http://www.matzesabse.de/berlin_2003/sites/3_sightseeing/3_schloss_charlottenburg.html)
Sarayın önünde de saray parkı
denilen ve içinde göl ve ördeklerin bulunduğu çok büyük, orman bir park var. Kar olduğu zaman burda kızakla
kayıyorlar, kar olmadığında bisiklet sürülüyor, koşu yapılıyor. Piknik
yapılıyor, oldukça güzel bir park (http://www.gardenvisit.com/garden/charlottenburg).
Bir yanımızda saray hotel ve
büyük bir saray klinik var. Karşımızda yaşlı evi var, oda baya geniş bir
alanda, diğer yanımızda çocuklar için bir yuva (kreş-anaokulu tarzında bir yer)
ve onun parkı var. Orda da güzel oyuncaklar var (tırmanma yerleri vb.), diğer
yanımızda yerleşim alanları. Evimiz yerüstü metrosuna (s bahn deniyor) 10-15
dakika; otobüs duraklarına da çok yakın. Ayrıca charlottenburgun kule site
tarzında ama ondan daha geniş ve kapsamlı, dışardada mağazaların olduğu bir
çarşısı var, orayada yürüyerek 20-25 dakika felan. Evimizin içinde temel eşya
olarak sadece halı, çamaşır makinesi ve fırın yok. Onun dışında herşey var elh.
Çamaşır makineside binanın altında, ücretli olarak orayı kullanabiliyorsun.
Burası oldukça büyük bir şehir, istanbul tarzında büyük semtleri var. Hemen
hergün dışarıda olmamıza rağmen henüz 2 tanesini gezebildik. Hava çok soğuk
burda ilk geldiğimiz günlerde kar ve tipi vardı. Ona rağmen hergün dışardayız,
çünkü havaların ısınmasını bekleme şansımız yok. Burası herzaman soğuk bir
memleket. 24 aralık bunların crismisı idi. Vaynat diyorlar crismisa, dini
bayramları. Anlatamam ne çılgınlık var bunlarda. Tüm evleri ağaçlarla
süslediler, 1 hafta tatil yaptılar, şimdide noel geldi. Yılbaşı yine tatil.
Mustafa nerdeyse 15 günü aşkındır evde. Bu tatil de bize yaradı, hemen hergün
gezdik. Öyle olunca daha hiç kendimizi dinlemeye, sıkılmaya zamanımız kalmadı.
Çocuklarda hiç sıkılmadı. Burda çocuklara çok önem veriliyor her alışveriş
merkezinde oyun yerleri var. Mesela bazı dükkanlarda diyelim ayakkabı
satılıyor, içine sallanan at koyuyorlar. Yaşamın her alanında çocuk ve çocuklu
ailelere önem veriliyor. Otobüse ortadan biniyorsun ve çocuk arabanı cam kenarında
ayrılan özel yere koyuyorsun, otobüs yan eğiliyor arabayı kolayca çıkarman
için. Burda dil açısından da elh hiç sıkıntı çekmedik. % 90 ı temel düzeyde
ingilizce biliyor. Her işimi elh halledebiliyorum. Buda beni tembelliğe
itiiyor, hiç almancaya bakmadım, sadece günlük haytta kullanılan kelimelerin dışında
almanca yeni birşey öğrenmedim. Kendimize burda yavaş yavaş bir çevre
oluşturmaya başladık elh. Yan komşumuzla gidip geliyoruz. İrandan gelmişler,
eşi mimar, doktora yapıyor. Bayan kendide çalışıyor burda. Onlarda geleli 15 ay
olmuş, Mustafanın ben gelmeden öğrenci evinde tanıştığı birine gittik dün.
İrlanda da genetik üzerine doktora yapmış karı koca, şimdide burda post doc
yapıyorlar, aynı mustafa gibi. Ama 3 yıl kalacaklarmış burda. Enes ve Muhammedle
aynı yaşta çocukları var. Çok iyi anlaştık bayanla, çocuklarda öyle :) Onunla bazı
planlar yaptık gezmek için ve çocuklar için. Çünkü Mustafa bu çarşamba işe
başlayacak ve kendi başıma dışarı çıkmak zorunda kalacağım artık. Burda ulaşım
çok iyi ama bilmeyen biri için çok karışık. Yerüstü sbahndan ubahn adı verilen
yer altı metrosuna geçiyorsun bazı yerlere gitmek için. Hatta ordan otobüse.
Ama bunlar en uzak yer için yarım
saat-40 dakika içinde oluyor. Ulaşım çok pahalı burda. Bir bilet 2,40 euro.
Aylık bilet alıyorsun 77 euroya, bu şekilde hepsine binebiliyorsun. Çok pahalı
bir şehir Berlin, mesela türk bakkallarındaki ekmekler 1 euro, meyveler,
gıdalar, giyim, oyuncak hemen herşey türkiyeye göre en az 3-4 kat. Biz türk
bakkalından alışveriş yapıyoruz genelde. Onun dışında alman marketlerinden de
alışveriş yapılyor. Orda da helal bir çok şey var ama biz henüz tam hakim
değiliz. Çünkü çoğu üründe ingilizce açıklama yok, hep almanca. Fakat un, yağ
gibi risk olmayan ürünleri alman marketlerinden alıyoruz.türk marketleri de
bize oldukça uzak. Orayada metroyla gidiyoruz. İlk gün ekmeği evde yapmayı
denedim ama başaramadım malesef :) kısaca 1 ayın özeti böyle.