İnsanların imtihanları çeşit çeşit.. Birde insanlar en çok neye önem veriyorsa onunla imtihan oluyorlar... Tabi böyle bir durumda bir annenin en çok sevdiği şey çocukları olduğuna göre, çocuk büyütmenin zorluğu da, bunun en büyük imtihanlardan biri olduğu da ayrı bir anlam kazanıyor. Gerçekten çocuk büyütmek çok zor bir imtihan. Boşuna cennet annelerin ayakları altında değil yani! Bu imtihanın pek çok ayağı var mesela.. Hele de bu devirde! Eskiden büyükler çocuklara ayrı bir hürmet edermiş. Bayramlarda çocuklar için bayram keseleri, harçlıklar, hediyeler, ayrı bir hazırlık yapılırmış. Çocuklarla şakalaşılır, onlarında hali hatrı sorulur, büyük insan gibi belki daha da fazla değer verilirmiş.. Nasreddin Hoca fıkralarında bile çocukların Hocaya yaptığı şakalar (hocanın terliklerini almak istemeleri, sarığı ile top oynamaları gibi) eskiden çocukların bu hallerinin nasıl da kabul edildiğini, nasıl da doğal karşılandığını gösteriyor.. Geçmişte yaramaz (!) olan bu çocukların ne kadar rahat olduklarını, çocukluklarını nasıl da deli dolu yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Tabi çocuklar bu denli rahat olunca, annelerinin de ne kadar rahat olduğunu tahmin etmek zor değil.. Çünkü anneye "senin oğlun ne kadar da yaramaz, ne terbiyesiz bir çocuk, yada bu çocuğu bir psikoloğa götür" diyen yok. Çocuk çocukluğunu yaşıyor, anne bunun psikolojik rahatlığını... Oysa günümüzde durum bundan ne kadar da farklı! Çocukluğunu zaten yaşayamayan çocuklar, en ufak bir patırtı gürültü yapsa, ne zaman çocukça davransa çevreden hemen bir tepki geliyor. Bir tepki, iki tepki derken çocuğun hareketliliğinin artmasıyla birlikte annenin gerginliği de artıyor.. Çocuğun çocukça davranışları çevreden kabul görmedikçe, anne belki normalde gülüp geçeceği şeylere tahammülsüzlük içinde çok sert tepkiler veriyor.. Önce ses yükseltmeler, sonra bağırmalar, sonra, sonra.. Verilen tepkilerin düzeyi sürekli artıyor.. İşte günümüzde böyle bir toplum baskısı içinde çocuklar çocukluklarını yaşayamazken, anneler olarak bizler de anneliğinin tadını yaşayamıyoruz.. "Annelik Sanatı" kitabını okuyanlar bilirler. İyi bir anne olmak için çevresel faktörlerden bahsedilir ve puanlar verilir. Anneye sağlanan eş desteği, annanne, babaanne gibi yakın çevrenin desteği pozitif bir anne olmanın düzeyini doğru orantılı artırır. Günümüzde ise eşler ve yakın çevre bırakın işimizi kolaylaştırmak yerine, en çok stres kaynağı olarak çıkıyor karşımıza.. Ne zaman akrabalarımıza gitsek, hatta bazı arkadaşlarımıza; çocuklarımıza tahammül edilmiyor. Sevinçle gittiğimiz gezmelerden, çocuklarımızı kırarak, birçoğumuz hırpalayarak, stres topu şeklinde dönüyoruz.. Üstümüzdeki psikolojik baskı mahvediyor bizleri. Evde ise eşler çocuklara kızsa; yapma desen bir türlü, "hep sen şımartıyorsun" oluyorsun, çocuklar şımarsa bu sefer sen acaba mı diyorsun!! Bu devirde çocuk olmak kadar anne olmak ta zor vesselam...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumlar