Aşağıdaki
yazı bir montessori okuluna ait. Nette gezinirken bilgisayarıma indirmişim ama
nerden indirdiğimi bir türlü bulamadım malesef. Hazırlayan değerli
öğretmenlerin ellerine sağlık.. Yazının bazı bölümlerini çıkardım.. İçinde
günlük yaşam ile ilgili faydalanabileceğimiz çok güzel şeyler var.. Faydalı
olması dileğiyle..
MONTESSORİ ILE DUYU
EĞITIMI;
Duyu
eğitim oyunları Montessori metodunda
önemli bir yere sahiptir. Bilgi, beceri ve kavramların kazanılması bu
materyaller kullanılarak sağlanır.
OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE DUYU EĞİTİMİ
Okulöncesi yılları çocuğun aktif
olarak çevresine yöneldiği,çok değişik uyarıcılarla dolu dış dünyayı keşfetmeye
çalıştığı,insan yaşamının en temel becerilerinin kazanıldığı önemli
yılardır.Bütün alışkanlık ve becerilerimizin kazanılmasında kuşkusuz duyu
organlarının rolü büyüktür.(Duyu organlarımız,dış dünyayla ilişki kurmamızı
sağlayan antenlerimizdir.
Sağlıklı her bebek,duygusal bir
kapasite ile dünyaya gelir. Büyüme ve gelişme sürecinde,olgunlaşan ve
deneyimlerle öğrenen çocuk,bu kapasitesini,ulaşacağı en üst düzeye
getirebilir.Duyu eğitimi,çocuk doğduğu andan itibaren başlayan bir eğitimdir.Sayı
eğitimine başlamak için gelişimsel olgunluk yaşı tespit edilebilir fakat,duyu
eğitimi için bir yaş sınırlaması getirmek büyük bir yanılgı olacaktır.Çocuk
zaten öğrendiği her şeyi duyularıyla algılayarak öğrenmiştir.Çocuk öğrenmeye
başladığı an duyular kullanılmaya başlanmıştır.Ve duyu eğitimine başlanmıştır.O
halde okul öncesinde duyu eğitimi deyince ne anlıyoruz?Okul öncesinde
`duyuların geliştirilmesi` esastır.
Yeni doğanın
görme,işitme,dokunma,tat ve koku gibi uyaranlara karşı duyarlı olduğu
tartışmasız kabul edilmektedir.Tartışılan,hangi duyunun en önce geliştiği ve en
temel duyu olduğudur.Bu konuda farklı görüşler vardır.
Bazı görüşlere göre;dokunma
duyusu,en temel duyudur.Bu görüşlere göre;dokunma duyusu,en temel duyudur.Bu
görüşe göre,çocuk daha anne karnındayken,dokunma ve basınç etkisindedir ve seslere karşı duyarlıdır.
Harlow 1958
çalışmalarından,çocuğun doğduğu andan itibaren annenin teninin sıcaklığını
hissettiğini ve dokunma duyusunun en önce uyarılan duyu olduğunu ifade
etmektedir.Gerçekten de,çocuk nesnelere ait özellikleri öğrenirken ,onları
manupule eder ve hemen ağzına götürmek ister.Dokunma duyusu,duyusal yaşantı ve
deneyimin ilk ve en temel yolu olmakla birlikte,zamanla görme duyusunun bunu
bastırdığı ve çocuğun çevresini algılamasında,bütün diğer duyu organlarının
daha önemli olduğu savunulmaktadır.
Diğer bir görüşe göre de küçük çocuk
dokunma duyusuyla algılayamadığı birçok şeyi önce, gözüyle algılamaktadır.Piaget ve Inhelder 1956
bebeklerin çeşitli geometrik şekilleri dokunarak değil,önce görsel olarak
algılayıp,ayırt ettiklerini belirtmektedirler.Yine,Fantz 1961,bebeklerin bazı
nesneleri diğerlerine göre daha fazla tercih ettiklerini ve daha uzun süre
baktıklarını ortaya koymuştur.Bebekler insan yüzlerini,diğer şekillere;contras
şekilleri,düz şekillere;yuvarlak şekilleri çizgili şekillere daha çok tercih
etmişlerdir.Gibson ise,`yapay uçurum deneyi`ile bebeğin görsel olarak
algıladığı boşluğu, eliyle dokunarak,düz yüzey olduğunu algılayabildiğini
göstermiştir.
Ancak, bütün bu görüşlerin ortak
noktası,duyu organı hangisi olursa olsun, öğrenmenin,duyu organlarıyla
gerçekleştiğidir.Gözümüze,kulağımıza,dilimize ve tenimize gelen uyarıcılar,duyu
organlarına ulaşır ve bunları uyarır.Algısal gelişim,zihinsel gelişimin en can
alıcı sürecidir.Bu nedenle duyusal gelişim de zihinsel gelişimle aynı
platformda incelenmektedir.Normal bir gelişme sürecinde,duyu organları da
fonksiyon olarak,basitten karmaşığa doğru bir olgunlaşma gösterir.
Örneğin,yeni doğan bebek,ani ışığa ve
sese karşı tüm vücut olarak tepki verir.Ayağının tabanına,avucuna,yanağına
dokunulduğunda,bu durumdan haberdar olduğunu gösteren tepkiler verir.Yine
değişik tatları fark ettiğini,verilen yiyeceği yiyip yemediğini
anlayabiliriz.Amonyak,asetit asit gibi keskin kokular,yeni doğanın tepkier
vermesine yol açar,ancak yetişkinlerin fark edebileceği çok hafif bir kokuyu
bebeklerin fark edemediği de bilinmektedir.
Bütün bu tepkiler,çocuğun doğuştan
getirdiği doğal tepkileri,`refleskleridir.Gelişme sürecinde,bu tepkiler,giderek
daha kompleks yapılara ulaşır.Her duyu organı,hem kendi fonksiyonlarını
geliştirir,hem de duyu organları,birbirlerinin fonksiyonlarıyla koordineli
olarak çalışmaya başlar.Örneğin;çocuk,önce duyduğu sese sadece vücut olarak
tepki verirken,daha sonra o sesin geldiği yöne doğru döner,bakar ve o sese
ulaşmak üzere uzanır.Yine başlangıçta,bütün uyarıcılara tepki verirken,daha
sonra uyarıcının özelliğine özgü tepkiler vermeyi öğrenir.Örneğin;bebek
önce,bütün gördüğü yüzlere gülerken,zamanla sadece tanıdık yüzlere gülmeye
başlar.
Maria Montessori
Kimdir??
Maria Montessori
çocuklara farklı bir anlayışla yaklaşmaktadır.
1820 yılında doğan Maria Montessori ülkesinin
ilk kadın hekimidir.İlk çalışmalarını,yakın gözlem ve deneme yöntemlerine
dayanarak daha çok özürlü ve yoksul çocuklar üzerinde gerçekleştiren
Montesori,özürlü çocuklarında normal çocuklar kadar eğitilebileceği bir eğitim
sistemi geliştirmiştir.
Montessori’nin yöntemi oldukça yaygınlaşmış ve birçok ülkede uygulanmaya
başlamıştır.Bugün onun çocukların daha sağlıklı ve topluma uyumlu bireyler olma
konusunda gösterdiği yaklaşım ABD’ de büyük bir ilgi uyandırmaktadır.
Geleneksel eğitim yöntemlerinin
başarısızlığı gün geçtikçe çok daha belirgin bir hal almaktadır.Montessori
yöntemi,çocuklar5a uzman Montessori öğretmenlerinin ve özel olarak
geliştirilmiş Montesori araç gereçlerinin yardımı ile kendi yeteneklerini
kullanabilmeleri ve için sağduyusal ve
sağlıklı bir sistem sunmaktadır.
MARİA MONTESSORİ'YE GÖRE; ÇOCUK, BASİT MİNYATÜR BİR YETİŞKİN
DEĞİLDİR. O EN BAŞTA VE İLK OLARAK, BELLİ ÖZELLİKLER VE HEDEFLERİYLE KENDİ
YAŞAMININ SAHİBİDİR."
Bu yöntem;
o Çocuk merkezli bir
yöntemdir.
o Öğretmeyi değil
öğrenmeyi temel almaktadır.
o Yetişkin çocuğun
hizmetindedir.
o Çocuklar diledikleri
çalışmaları yapmaktadırlar.
o Sınıfta uyulması
gereken kurllar fazla değildir.Kurallar çalışma ve materyali kullanma ile
ilgilidir.
Yöntemin AMACI
zorlanmadan çocuğun POTANSİYELİNİ EN ÜST
SEVİYEYE çıkarmaktır.
EMİCİ RUH
o
Çocuk iş yapmak suretiyle öğrenir.Ve çevresinde bulunan bilgileri tamamıyla
emip içine almaktadır.
o
Anadilini öğrenmesi bizim yabancı dili öğrenmemizle kıyaslanamaz.
o
Çünkü bilinçli bir gayret yok doğal kendiliğinden onun için oldukça keyifli.
o
Bilgiyi içselleştirerek öğrenmektedir.Bu özellik yaklaşık 7 yaşına kadar devam
eder.
ELLER
o
Eller çocuğun başöğretmenidir.Öğrenmek için yoğunlaşmak gerekmektedir.Bir çocuk
için eline aldığı işe en iyi yoğunlaşma
tarzı onu elleriyle
tamamlamaktır.( Yetişikinlerden görülen bir
şeyler karalama alışkanlığı bu
uygulmanın bir kalıntısıdır.)
"EĞİTİM, ÖĞRETMENLERİN ÇOCUKLARA
SÖZCÜKLERLE ANLATTIKLARI İLE DEĞİL, ÇOCUKLARIN FİZİKSEL VE SOSYAL ÇEVREDE
GEÇİRDİKLERİ YAŞANTILARI İLE
GERÇEKLEŞİR"
DR. MARİA MONTESORRİ
o 4-6 Yaştaki çocuk uygun ortamda doğal
gelişimini sürdürdüğünde konuşmayı ve yürümeyi öğrendiği gibi, okumayı, yazmayı
ve matematiği de kendiliğinden öğrenebildiğini gözlemlemiştir.
Hayatın en
önemli dönemi doğumla 6 yaş arasında bulunuyor, üniversite eğitimi boyunca değil.
İnsanın en
önemli aleti zeka bu dönemde şekilleniyor.
Güncel
araştırmalar Montesorri'nin gözlemlerini güçlendirmiştir:
o
Bloom; "Gebelikten 4 yaşına kadar, birey zekasının %50'lik kısmını
geliştiriyor, 4 Yaşından 8 Yaşına kadar %30Luk kısmını
geliştirdiğini" ifade etmiştir.
o
Güçlendirilen başka gözlemi ilk öğrenmelerde kritik dönemlerin önemi ile ilgilidir
Çocuk
evleri bir okuldan ziyade bir aile
yuvasına benzemelidir.
o Çocuklar bu yuvalardaki
odalarda özgürce oynamalı
o Öğretici araçları diledikleri gibi
kullanmalı ve sırasında
o Bahçe işleri ile uğraşmalıdırlar.
o Yemek, konuşmak,dinlenmek,
jimlastik, uyku için ayrı odalar bulunmalıdır.
o Sıralar ve eşyalar çocuklara uygun
boyutlarda yapılmalıdır ki çocuklar kendilerini özgür hissedebilsinler ve kendi
kendilerini eğitebilsinler.
o
Çocuk hangi yaş ve gelişim düzeyinde ise, onun
ihtiyacı yönünde kendini yönlendirebileceği bir sınıf ortamı sağlamak
çocuğun doğasını gözlemle keşfetme ve onu kabul etmekle eşdeğer olacaktır.Bu
durumda hangi yaşın hangi gelişim dönemi içersinde olduğunu bilmemiz kesinlikle
çok önemli.
Montessori'de
duyu eğitimi "Çocuğun kendi ile birlikte çevresini tanıması için ilk
adımdır."
"Montessori'de
çocuk oyun esnasında öğrenir.